Peygamber Efendimize İtaat, Hadis Okumak ve Sünnete Uymak

"Peygamber Efendimize İtaat, Hadis Okumak ve Sünnete Uymak" konulu kısa sohbet.


(Ey Resûlüm!) De ki: “Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayan ve merhamet edendir.” Âl-i İmrân Suresi, 31. Ayet1




“Bu hadîs-i şerîf çok önemli. Böylece hatırınızda tutarsanız, başkalarına da söylerseniz oradan da sevap alırsınız.”2

-----

1 Âyet-i kerîmede Allah’ı tanımak ve bilmekten değil, O’nu sevmekten söz edilmektedir. Çünkü samimi sevgide, münâfıklık olmayıp yakın ilgi, alâka ve bağlılık vardır. Bundan dolayı bir şeye ne kadar ilgi ve alâka gösteriliyorsa, ona olan sevgi de o ölçüde demektir. Allah’ı sevmenin ölçüsü de O’nun emirlerini içtenlikle sevmek, yakın ilgiyle onları yerine getirmek, Resûlü’ne / onun sünnetine uymak ve onun prensiplerini örnek almaktır. İşte buna karşılık da yüce Allah, bizi seveceğini ve mağfiret edeceğini vadetmektedir. [bk. 3/164; 4/80; 7/158; 24/63; 33/21. Ayrıca Hz. Peygamber’in emrine aykırı davrananlar için bk. 4/14; 24/63; 33/36] Prof. Dr. Hasan Tahsin Feyizli, Feyzü'l Furkan Tefsirli Kur'an-ı Kerim Meali, Server Yayınları (https://www.serveryayinlari.com/). Ücretsiz Uygulama için tıklayın: https://play.google.com/store/apps/details?id=com.serveriletisim.ffandroid

2 Hadis-i şerîfin yer aldığı kaynak: İmam Muhammed b. İsmail el-Buhârî, el-Câmi'u's-Sahîh, Allah'ın Kitâbı'na ve Hz. Peygamberin Sünnetine Sımsıkı Yapışıp Tutunmak Ana Başlığı, Rasûlüllah’ın (Söz, Fiil ve Onaylarına) Sünnetlerine Uymak Alt Başlığı.

-----

Es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! Aziz ve sevgili Akra dinleyicileri,

Birinci hadîs-i şerîf, Buhârî rahmetullahi aleyh'ten Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ın rivâyeti. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki;

Külli ümmetî yedhulûne'l-cennete illâ men ebâ. Kîle: Ve men ye'bâ yâ Resûlallah? Kâle: Men etâanî dehale'l-cennete ve men asânî fekad ebâ.

Sadaka Resûlullah.

Hadîs-i şerîfin mâna-yı münîfi şöyle:

"Ümmetimin hepsi cennete girer, cennete girecek, ancak istemeyenler, reddedenler, yan çizenler, kabul etmeyenler müstesna." "Ümmetimin hepsi cennete girecek, istemeyenler, ibâ edenler, reddedenler, kabul etmeyenler, çekinenler müstesna."

Bunun üzerine tabii, bu ibareyi anlamak için sahabe rıdvanullahi aleyhim ecmaîn sormuşlar;

Kîle: Ve men ye'bâ yâ Resûlallah? "Cennet gibi güzel nimetlerin olduğu, sonsuz güzelliklerin toplandığı yeri kim istemeyebilir, kim reddedebilir, kim kabul etmez, kim sırtını döner böyle bir nimete?" diye sormuşlar.

Peygamber Efendimiz'in bazen böyle latif, nükteli ibareleri olurdu. Böyle söylemesinin sebebi, karşı tarafın merakını artırmak, onların dikkatini toplamak içindi. Nitekim böyle deyince soru sormuşlar, "Kim istemeyebilir?" diye. Böylece bütün dikkatler toplanmış oluyor. Tabii dinleyicilerimiz de aynı şekilde meraklanmışlardır. Efendimiz şöyle buyuruyor;

Men etânî dehale'l-cennete. "Kim bana itaat ederse, Resûlullah olarak ben Ebû'l-Kasım Muhammed-i Mustafâ'ya kim itaat ederse, emirlerimi tutar yolumca yürürse cennete girer." Ve men asânî. "Kim bana âsi olursa, sünnetimden ayrılırsa, uzaklaşırsa, benim yolumdan başka bir yolda yürürse, benim emirlerimi tutmaz, dinlemezse." Fe-kad ebâ. "O cennete girmeyi istememiş, reddetmiş, kabul etmemiş olur."

Yani doğrudan doğruya insanlar cenneti istemezlik yapmazlar, isterler. Herkes nimeti, rahatı, saadeti, sonsuz mutluluğu, güzellikleri ister ama istemek yetmiyor, hareketleriyle istediğini ispatlamak gerekiyor. Bu bakımdan çok önemli bir hadîs-i şerîf.

Cenneti istemeyen insan var mıdır?

Belki birkaç divane çıkabilir. Mecnun, "İstemiyorum cenneti..." Bakarsın, insanların arasından neler çıkıyor, belli olmaz, belki "istemiyorum" diyen de olabilir.

Umumiyetle herkes mutluluk ister. Hem dünyada mutluluk ister hem âhirette mutluluk ister. Nerede mutluluk varsa orada mutluluğu elde etmek ister. Rahatı ister, nimetleri ister. İster ama istemek yetmiyor. Yani istemenin fiilî istemesi, fiilen istediğinin ispatı, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e itaat etmek.

İtaat etmek nasıl olacak? Sözünü dinlemek, âsi olmamak, buyruğuna göre hareket etmek nasıl olur? Bu zamanda, yirminci yüzyılda, çağımızda bir müslüman, bir insan Resûlullah'a nasıl itaat edecek?

Hadîs-i şerîfleri okuyacak. Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesini öğrenecek. Onları okuyacak ve uygulayacak. Emrettiği şeyleri yapmaya çalışacak, yasakladığı şeylerden de kaçınmaya çalışacak.

Hepimizin evinde müslüman olarak Kur'ân-ı Kerîm var, okuyoruz. Meallerini okuyoruz, tefsirlerini okuyoruz, vaazlardan dinliyoruz.

Bir de ne olması lazım?

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerinin, o serverimiz, o rehberimiz, o önderimizin hadîs-i şerîflerini güzel güzel anlatan sağlam kaynak eserlerin olması lazım.

Var mı?

Evet, var. Tahmin ediyorum ki dinleyicilerimin %99,99'unun evinde mesela Buhârî-i Şerîf vardır. Buhârî-i Şerîf, Kur’an-ı Kerim’den sonra, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sünnet-i seniyyesini, en sağlam rivayetleri toplayan çok kıymetli bir eser. Bunun dışında Buhârî'nin açıklamaları var. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yıllar önce çalışmalar yaparak, büyük alimlere izahlarını yaptırarak bastığı izahlar var. Ondan sonra altı meşhur kıymetli hadis kitabı var, bunlara Sıhah-ı Sitte deniliyor; sahih rivayetleri toplayan altı meşhur kitap. Hanbelî mezhebinin imamının, Ahmed b. Hanbel hazretlerinin muazzam eseri Müsned-i Ahmed İbn Hanbel var. Bunların hepsi kütüphanelerde, alimlerin kitaplıklarında var. Üniversitelerde okutuluyor. Camilerde okuyan hoca efendiler cemaatlere anlatıyor. Bir kısmı da elhamdülillah Türkçemize gayet güzel şekilde tercüme de edilerek kazandırılmış. Yani okuyacak insanları bekliyor. Hazineler, hazinelere girip de ceplerini, çantalarını, sandıklarını mücevherle dolduracak, mücevherin kıymetini bilen insanlar bekliyor. Onları öğrenmemiz lazım. Okumamız lazım.

"Benim vaktim yok." Hayır, vakit olmamasına kimse inanmaz, kimse kabul edemez. Hepimizin en bol olan şeyi, vakit.

Allah nasip etsin, hepimize sevdiği, razı olduğu kul olmayı nasip eylesin.

Resûlullah'a itaatin yolu, Peygamber Efendimiz'in hadis kitaplarını okuyup, emirlerini, yasaklarını öğrenip onları uygulamak.

Kur'an'a inanıyor musun? "Elhamdülillah."

Allah'ın varlığını, birliğini anlamış, kabul etmiş misin? "Elhamdülillah."

Resûlullah'ın, Peygamberimiz'in Allah'ın elçisi olduğunu, Allah'ın gönderdiği bir mübarek vazifeli insan olduğuna inanıyor musun?

"Elhamdülillah. Elbette inanıyorum, ben müslümanım."

Tamam, sen müslümansan Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîfini okuyacaksın.

Okumak yeter mi?

Yetmez. Çünkü okuyan insan sadece bilgi sahibi olur. Bilgi, bilgi sahibi olmak için değildir. İslâmî bilgiler, bildiği güzel şeyleri uygulamak içindir. Güzel ahlâkı öğrenecek, uygulayacak. Güzel ibadetleri öğrenecek, uygulayacak. Allah'ın emirlerini, Peygamber Efendimiz'in izahıyla daha derinden anlayacak. Allah'a daha güzel kulluk yapacak. Halis muhlis, tertemiz, pırıl pırıl, melek gibi, meleklerden üstün insan olmaya çalışacak. Faydalı insan olacak. Herkese iyiliği dokunan insan olacak. Arkasında hayır hasenât bırakan mübarek bir insan olacak. Dualarla anılan, yâd edilen, sevilen insan olacak. Öyle olması lazım. Kuru bilgi yetmiyor. Bilgiyi uygulamaya geçirip insanın kâmil insan olması lazım. Olgun insan olacak, herkes onu sevecek.

Herkes her iyi insanı sevmiyor. Doğru. Allah'ı sevmeyenler var. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e karşı çıkmış, hayatında onunla mücadele etmiş insanlar var. Evliyâullaha tân edenler var, onların aleyhinde konuşanlar var. Tamam, yani bu halkın içinden akıllısı, akılsızı, her çeşidi çıkar. Ama biz iyi müslüman olmak istiyorsak Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini okuyup, uygulayıp, öyle halis muhlis, olgun, ergin, bilgin, bilge müslüman olmak durumundayız.

O halde sevgili ve değerli dinleyiciler bugüne kadar nasıl yaşadığınızı kendi kendinize sorun. Allah'ın kelamı, kitabı Kur'ân-ı Kerîm'i evinizde var. Allah'ın kelamını biliyor musunuz? Hitabını dinlediniz mi? Allah Kur'ân-ı Kerîm'de neler buyuruyor, okudunuz mu?

Okuyamadıysanız çok ayıp! Okuyun, öğrenin.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'i seviyorsunuz, hadîs-i şerîf kitapları sizde var. Çok değerli tercümeleri Türkçe'ye tercüme edilmiş. Onları okudunuz mu? "Hayır, okumadık."

Öncelikle Kur'ân-ı Kerîm'i ve hadîs-i şerîfleri okuyacaksınız. Çünkü dinimizin kaynağı bunlar. Hadîs-i şerîf, Kur'ân-ı Kerîm'in de en iyi şekilde anlaşılmasını sağlıyor.

"Müslümanım" diyen, İslâm hakkında söz söyleyen insanlara dikkat ediyorum; hadîs-i şerîf bilgisi tam olmayanlar İslâm'ı tam bilmiyor, doğru söz söylemiyor. Halkı da yanıltıyor, kendisi de yanılıyor.

Kurtuluş için tek ve yegâne tavsiyem, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini okumak. Bu hadîs-i şerîf çok önemli. Böylece hatırınızda tutarsanız, başkalarına da söylerseniz oradan da sevap alırsınız.

Allahu Teâlâ hazretleri hepimizin gözünden perdeleri kaldırsın, gerçekleri derin mânasıyla, ilâhî mânasıyla görmeye hepimizi muvaffak eylesin. Hakkı hak olarak görüp uymayı nasip eylesin. Batılı batıl olarak görüp ondan sakınıp korunmayı nasip eylesin. Sonunda cenneti kazanmayı nasip eylesin. Cehenneme düşmekten kurtulmayı nasip eylesin.

Allahu Teâlâ hazretleri hepimizi hem dünyada hem âhirette aziz ve bahtiyar eylesin. İki cihan saadetine mazhar eylesin. Afiyet üzere eylesin. Hem sıhhat versin hem huzur ve saadet versin. Hem dünyada versin hem âhirette versin.

Bi-lütfihî ve keremihî ve bi-hürmeti habîbihî Muhammedini'l-Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem. Allah hepinizden razı olsun. es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Prof. Dr. Mahmud Es’âd Coşan Rahmetullâhi Aleyh


Sesli ve Yazılı Kaynak: Akra Media



1446 İmam Buhari Yılı Etkinlik Arşivi

https://akra.media/Medya/Liste/103/imam-buhari